Aort kapak Stenozu (Ana atardamar kapağı darlığı)

 

Aort kapak, sol karıncık ile, bu karıncıktan çıkan ana atardamarın (aort) arasında yeralır. Aort kapak, kanın sol karıncıktan aort damarına pompalandıktan sonra, kalbe geri kaçışını engeller. Kalp kasıldığı sırada aort kapağı açılır ve normalde kan akımında herhangi bir engel oluşturmaz. Aort kapağı üç ayrı küçük kapakçıktan oluşmaktadır. Aort kapak stenozu, genellikle bu kapakçıkların anormal gelişimi sonucunda ortaya çıkar. En sık görülen şekli, aort kapağının iki ayrı kapakçıktan oluşması (biküspit aort kapak) şeklindedir. Genellikle anormal gelişen bu iki kapakçığın birbirine tutunduğu bölgelerde birleşme olabilir ve daralmanın (stenoz) esas nedenini oluşturur (Şekil 1). Genellikle kapakçıklarda kalınlaşma ve hareketlerinde kısıtlılık mevcuttur.

Şekil 1: Aort kapak stenozu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Aort kapağındaki darlık, sol karıncığın kanı aort damarına pompalamasına engel oluşturur. Sol karıncık daha güçlü kasılmak zorunda kalır ve bu nedenle kas kitlesinde artış (hipertrofi) meydana gelir. Sol karıncıkta basınç yükselir. İleri düzeydeki darlıklarda, göğüs ağrısı, kalp yetmezliği, efor sırasında bayılma ve ani ölüm meydana gelebilir.

Hastanın şikayetlerini darlığın derecesi belirler. Ciddi aort kapak darlıklarında, doğumdan hemen sonra ağır kalp yetmezliği oluşabilir ve doğduktan hemen sonra girişim yapılması gerekebilir. Bazı hastalarda ise, aort kapak anormal geliştiği halde, darlık derecesi az olabilir. Darlık ilerleyici karakterdedir. Zaman içerisinde darlık artış gösterir. Bu hastalarda şikayetler çoğunlukla çocukluk döneminde başlayabilir, hatta nadiren erişkin yaşlara kadar sessiz kalabilir.  Darlığın derecesi belirli bir düzeyin üzerinde olan ve şikayetleri bulunan hastalarda ilk girişim, darlığın genişletilmesi şeklindedir. Bu genişletme iki şekilde yapılabilir. Birincisi, anjiyo laboratuarında kasıktan ilerletilen bir balon kateter yardımıyla gerçekleştirilir. Darlık bölgesinde balon şişirilir ve kapakçıkların birleşme bölgelerindeki yapışıklıklar yırtılarak açılır. İkincisi, aynı işlemin bir açık kalp ameliyatı ile cerrahi olarak yapılmasıdır. Bu girişimler belli ölçüde ve belli bir zaman süresince rahatlama sağlayabilir. Ancak mutlaka ilerleyen yıllarda hastalığın ilerleyici doğası nedeniyle tekrar daralmalar oluşmaktadır. İkinci kez yapılan genişletme girişimleri nadiren fayda sağlar. Kesin tedavisi, bir açık kalp ameliyatı ile, aort kapağının çıkarılarak yerine bir yapay kalp kapağı takılması şeklindedir. Bu işlemin yapılabilmesi için, hastanın erişkin boyutlarına ulaşmış veya yaklaşmış olması gerekmektedir. Küçük bebeklere uygun bir yapay kalp kapağı yoktur. Olsa da çocuğun büyümesi ile kapak küçük kalacağı için tercih edilmez. Bunun yanısıra yapay kapaklarda kanın ömür boyu, belli bir derecede sulandırılması gereklidir. Antikoagülan ilaç (coumadin) adı verilen ilaçlarla uygulanan bu tedavinin çocuklarda yönetimi de zordur. Bu nedenle yapılacak girişimlerle, çocukların, kapak değişiminin yapılabileceği boyutlara gelene kadar idare edebilmesi hedeflenir.

Bazı hastalarda aort kapağında, darlığın yanısıra veya izole olarak kapak yetersizliği de bulunabilir. Bu durum aort kapağının kendisinden kaynaklanabileceği gibi, daralmanın açılması için uygulanan girişimlerden de kaynaklanabilir. Kapakta ortaya çıkan kaçak, kanın aort damarından sol karıncığa geri kaçmasına yolaçar. Bu da kalpte genişleme ve fonksiyon bozukluğu ile sonuçlanır. Kapak yetersizliği bulunması halinde, bazen aort kapağının tamiri mümkün olabilmekle beraber, tedavisi daha zor ve tekrar kapak yetersizliği gelişme ihtimali yüksektir.

Tamiri mümkün olmayan ileri derecede aort kapak hastalığı olan bebek ve çocuklarda kapağın değiştirilmesi gerekebilir. Yapay kapaklar alternatif olamayacağı için, bu hastalarda, hastanın kendi akciğer atardamarının kapağı (pulmoner kapak) yerinden çıkarılarak, aort kapak yerine nakledilir. Ross ve Ross/Konno ameliyatı adı verilen bu yöntemde, akciğer atardamarının boşalan yerine ise, hayvanlardan veya kadavralardan elde edilmiş bir kapaklı yapay damar yerleştirilir (Şekil 2). Akciğer atardamarında basınç daha düşük olduğu için, bu doku kapakları daha uzun ömürlü olabilmektedir. Aort kapak yerine nakledilen pulmoner kapak ise, hastanın kendi dokusu olduğu için büyüme potansiyeli taşır ve uzun yıllar normal fonksiyonunu sürdürebilir.  En büyük avantajlarından birisi de antikoagülan ilaçlarla kanın sulandırılmasına gerek olmamasıdır. Özellikle kız çocuklarında antikoagülan ilaç kullanılması, ileride yaşanacak gebeliği çok riskli hale getirebilir. Ross ameliyatı, doğurganlık çağı öncesindeki bayan hastalarda da çok önemli bir alternatif tedavi yöntemidir.  Uzun dönemde, nakledilmiş aort kapağında veya akciğer atardamarına yerleştirilmiş yapay doku kapağında bozulmalar görülebilir ve tekrar girişimler gerekebilir.

Bazı hastalarda, aort kapak, normal olsa bile aort kapağın hemen  alt kısmında bazı dokuların aşırı büyümesi sonucu darlık oluşabilir (Subaortik stenoz). Aynı şekilde, aort kapağının hemen üstündeki aort damarında da darlık bulunabilir (supraaortik stenoz). Aynı şekilde darlığın derecesine göre, darlık oluşturan dokuların traşlanması veya yamalarla genişletilmesi şeklinde tedavi uygulanabilir.

Aort kapak hastalığı bulunan tüm hastalar, tedavi edilmiş olsalar bile, mutlaka takip altında tutulmaları gerekmektedir.

Şekil 2: Ross operasyonu