Atriyal Septal Defekt (ASD) (Kulakçıklar arası delik)

 

ASD, kalbin sol ve sağ kulakçığı (atriyum) arasında kan geçişine izin veren bir delik bulunması durumudur. Kan akış yönü, sol kulakçıktaki temiz kanın, sağ kulakçıktaki kirli kana karışması şeklindedir (Şekil 1). Kalbin sağ kulakçığına ve buradan da sağ karıncığına ve akciğer atardamarına fazla kan gitmesi sözkonusudur. Kalbin sağ kulakçık ve karıncığında genişleme ve akciğer atardamar basıncında artış meydana gelir. Tedavi edilmeyen hastalarda 30-40 yaş civarında, kalp kapaklarında yetersizlikler ve ritim düzensizlikleri oluşabilir. Kalp yetmezliği gelişebilir.

Şekil 1: Atriyal septal defekt (ASD)

 

 

 

 

 

 

(Ao: Aorta; PA: Pulmoner arter; LA: Sol kulakçık; LV: Sol karıncık; RA: Sağ kulakçık; RV: Sağ karıncık)

ASD, en masum kalp hastalıklarından biri olarak değerlendirilir. Hastaların çoğunlukla şikayeti bulunmaz ve tesadüfen, kalpte üfürüm duyulması ile farkedilirler.  Bazı çocuklarda yetersiz kilo alma ve sık akciğer infeksiyonları görülebilir.

Kan geçişinin sınırlı olduğu küçük boyutttaki ASD’ ler tedavi edilmeden izlenebilir. Büyük ASD’ ler ise tercihan 3-4 yaşlarında veya daha ileri yaşlarda saptanmış ise, tespit edildiği yaşta tedavi edilirler. Günümüzde ASD’ lerin tedavisi 2 şekilde olmaktadır. Birincisi, anjiyo laboratuvarında, kasıktan ilerletilen kateterler yardımıyla,  şemsiye benzeri cihazların yerleştirilmesi şeklindedir. Bunun yapılabilmesi için, kalpteki deliğin, tüm kenarlarında, şemsiye cihazınının tutunacağı yeterli doku olması gerekmektedir. Bu işlemin uygun olmadığı hastalarda açık kalp ameliyatı gerekir. Hayati riski en düşük kalp ameliyatlarından biridir. Genellikle risk % 1 ve altındadır. Tedavi sonunda dolaşım normale döner ve uzun dönemde hastaya normal bir hayat kalitesi ve beklentisi kazandırılmış olur.

Standart açık kalp ameliyatı, göğüs kafesinin ön kısmının tamamıyla açılması yoluyla yapılır (Resim 1). Ancak ameliyat sonrasında geriye kalan yara izi, bazı hastalarda rahatsız edici olabilir. Bu nedenle “minimal invaziv” olarak adlandırılan girişimler tercih edilebilir. Bu yöntemlerle, göğsün ön taraftından veya sağ yan taraftından yapılan küçük kesilerle, ASD’ nin kapatılması mümkün olabilmektedir (Resim 2). Bu sayede hem iyileşme daha hızlı olabilmekte, hem de estetik açıdan daha uygun bir yara izi kalması sağlanabilmektedir. Ameliyata bağlı olumsuz psikolojik etkiler de en aza indirilmiş olur.

Resim 1: Standart açık kalp ameliyatı ve minimal invaziv ameliyat kesisi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Resim 2: Minimal invaziv ASD ameliyatı kesisi